22 Aralık 2012 Cumartesi

Yakın bir zamanda öleceğim

Gözlerimin içine bakmanıza gerek yok. Garip garip süzmenize gerek yok beni. Deli diyebilmek için bahane bulma zahmetine katlanmayın lütfen. Söyleyin... söyleyin gitsin.
Kiminiz belki bana acıyacaktır. Evimin, arabamın, arsalarımın olmayışına üzülecektir. Bu yaşta hâlâ zengin olmayışıma inanamayacaktır kiminiz. Bazılarınız ise, yarınımdan endişe duyacaktır eminim.
Ama ne yapayım...
Ben hoşlanmayı öğrenmedim paradan puldan, maldan mülkten. Bunları toplamasını öğrenmedim.
Su seslerini dinlemek isterim hep oldum olası. Kuşları sevmeyi isterim hep nedense...
Ve okumayı. Saatlerce, günlerce, aylarca, yıllarca... Hani, sorumluğunu yüklendiğim insanlar olmasa belki ömür boyu okurdum diyorum. Bir dilim ekmek, bir bardak su bulduktan sonra...
Saf zannetmeyin beni.
Ben de biliyorum az çok parasız olmayacağını. Elektronik çağını, atom çağını, uzay çağını ve nihayet bilgi çağını ben de tanıyorum.
Hiroşima `da yüz binlerin katledildiği atom çağını iyi bilirim kitaplardan, filmlerden, sizlerden. Kimi fikirlerin varlığına bile tahammül edilemeyen uzay çağını da tanırım sonra. Televizyonlarla uyutulan, gazetelerle aldatılan, haberlerden habersiz insanların yaşadığı bilgi çağını tanıyacak kadar da çağdaşım aynı zamanda.
Yine de...
Böyle süper çağlarda parası olmayan adam olur mu diyeceksiniz, biliyorum. Hele hele diploması olup da parası olmayan adam olur mu? Geleceğe nasıl bakılacak ki para olmadan diyeceksiniz.
Kuş seslerini dinlemek bana haz veriyor işte yine de. İsterseniz romantizmin çağdışı kalmış son hayalcisi diyebilirsiniz bana. Ama deli demek için bahane aramayın lütfen.
Yarına parasız da bakılacağına inanmışım.
Kiminiz diploması var diyeceksiniz, biliyorum. Diploması var, parası yok zavallının...
Diplomayla paranın birbirinden bağımsız olduğuna inanmak istemişimdir hep. Daha doğrusu, diplomayla paranın birbirinden bağımsız olması gerektiğine inanmışım.
Ya da adam olmak istemiyorum sizin gibi. İnsan olmak yeterli görünüyor bana. Ve okumak... Okuyarak yakın bir zamanda gideceğim ebedî âleme hazırlanmak yeterli görünüyor.
Belki adam olmakla ölümden kurtulanamayacağını bildiğim için böyleyim. Belki sevdiğim için.
İşin ucunda ölüm var sonuçta diye düşünmeden edemiyorum. Ve ötesi...Parası olan da ölecek, olmayan da. Üstelik çok yakın bir zamanda ölecek herkes. Bu süre, ister yarına kadar olsun, ister yüz yıl sonrasına. Yüz yıl dediğiniz ne ki?...
Paranın, ölümü erteleme gücü de yok sonra. Bu böyledir işte dünya yaratıldığından beri. Ne insanlar mezarlarına para götürebilecek, ne de şu kadar parası vardı diye yazacak mezar taşlarında.
Adam olmak istemiyorum belki sizin gibi. Milyonlarca lira içinde birkaç lirayı muhtaca vereceğim diye ter dökmek istemiyorum. Cebimdeki üç beş liranın yarısını vermek daha kolay geliyor. Fazla paranızdan kurtulmanızı size de tavsiye ederim.
Hayır... Bana kızmayın lütfen. İyilikten anlamayan biri gibi görmeyin beni. Yarınımı da benden fazla düşünmeyin.
Paranın gerekliliğini ben de biliyorum. Fakat niye yalan söyleyeyim, sizin kadar zaman bulamıyorum parayı, diplomayı, evi, arabayı, arsayı düşünmek için. Bosna `da, Keşmir `de, Filistin `de, Azerbaycan `da, Çeçenistan `da, Türkiye `de ölenleri düşünmekten vakit bulamıyorum bir türlü...
Hem sonra boş ver diyorum kendi kendime.
Ölüm yarından daha gerçek. Ve ölüme hazır olmak, yarına hazır olmaktan daha çok işe yarar. Ne de olsa, yakın bir zamanda öleceğim. Sizin gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder