28 Mayıs 2013 Salı

Sen Gittiğinde Henüz Güneşim Doğmamıştı


Üstad Necip Fâzıl 'ın hatırasına

sen bu iklimlerden gittiğinde ben
şafak ışıklarını görüyordum henüz yeni
bir gözüm açıktı
belki gönlüm açık
fakat meşin bir kafam vardı işte bildirdiklerinden
kırkbinlerden biri gibiydim yani
ve saatleri öldürüyordum izbelerde
ciğerlerimi katlediyordum/ikinci yüzüne yaklaşmıştım şu koca kentin
bir gözüm açıktı
seni duyuyor seni tanıyordum
başımı kaldırdığım oluyordu ara sıra
ışığa tutunduğum oluyordu
sonra
şehrin köhne sokaklarına dönüyordum
çalınmış şehrimin sokaklarına
kara yürekli adamların avcundaki sokaklar/
ardına düşmüştüm maskeli bir batı kızının
iblis ülkelerinde koşuyordum kör/topal
ışığına emekliyordum şafağın arasıra
yani sen gittiğinde henüz
maça kızının peşinde geziyordum

sen bu iklimlerden gittiğinde ben henüz
yeniden doğuyordum
daha gülmemiştim saçımın akı da bilir
taşıyanlardan biri olamamıştım seni
yolculayanlardan olmamıştım
dua ediyordum yine de bir elim açık
akşamlarda ışığa sarılmak istiyordum
/öz vatanında parya bilmiştim kendimi senin gibi
fakat sefil aklım sürülmüştü neonların arkasına
sonra sesini duyar gibi hayal meyal
çalınmış ülkeme ağlıyordum
gözyaşına doyamamış ülkeme
ve seviyordum su seslerini, kuş seslerini
ezan sesini seviyordum/
sahta güzelliğini öğrenmiştim ya batı kızının
sahte nazını artık biliyordum
fakat sen gittiğinde
düş kentimde güneş doğmamıştı henüz
şafak söküyordu henüz ben doğmamıştım
iblis sihirlerin gölgesindeydim bir gözüm açık
batı kızının işvesi bırakmıyordu, sarıyordu
esirdim, şaşkındım, yani gelemiyordum
bekliyordum
sen gittiğinde henüz kuytularda
maça kızının ölmesini bekliyordum

(1994), Dağlarda Yer Yok 'tan

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Akıl

Söğüt dallarında bir buruk hüzün
An be an dağıttı şu altın bağı
Alın çizgileri gibi, gündüzün
Bağrında yoğurdu öksüz toprağı

Gönlünü kaptırdı bir sâde kuşa
Vurmadı son küheylânı yokuşa,
Saksı diplerinde bastığı tuşa
Uzattı hediye diye bu çağı

İğne deliğinden geçmeden devler
Ona aşk iksiri sundu alevler
Sesine gözyaşı yükleyen evler
Tutup ensesinden fırlattı dağı

Nihayet sayılar kaçtı gizlice
Boynundan asılıp durdukça gece
Ve aynada aksi olacak cüce
Sinsi sinsi çekip kopardı ağı

7 Mayıs 2013 Salı

İstanbul 'a Gazel


Rüzgâr âşıktır sana, yıldızlar sana tutkun
İstanbul, ey İstanbul kendini söze bırak


Hasretinden gündüzü iple çekiyor güneş
Aya sorarsan, ona gece en iyi durak


Şüphesiz güzelliğin kentler içinde eşsiz
Mâzin bir çocuk kadar, bir sevgi kadar berrak


Yedi tepen yedi gül, açar kıymet bilene
Bizde takdir kalmamış; iklimlerimiz çorak


Bir semtin yok ki güzel olmasın bir şekilde
Ancak gönlümüz henüz anlamaktan çok ırak


Ne toprağına sahip çıktık ne de suyuna
Aramıza nereden girmişse hain firak


Yine de ey İstanbul özler seni bu şair
Kalbi kara olsa da, eli boş, gözü kurak