21 Nisan 2017 Cuma

Esir

Gözlerinden başka ne kapım kaldı
Ne de özge bir söz adından gayrı
Gönlüme taktığın tasma hediye,
Acım ayrı hazdır sevincim ayrı

Diyorlar saçların bir kırbaç gibi
Dövermiş aklımı her gördüğünde
Bana gam değil ki uçsun can kuşum
Artık kıymeti yok yıl hangi günde

Vurgun yedim bir çift yeşil deryada,
Zaman da mekan da çıktı sözlükten
Sanadır cihetim, sana tüm yönler
Beni kurtardın ya ben denen yükten

Dergizan.com, 26 Aralık 2016

Göreceksin

gökkuşağında gezinti yapacağız elinden tutup hayallerin
göz göze sohbet edeceğiz eleğimsağmalarla
yedi renkli halenin üstünde ümitleri, düşleri, tüm tepeleri koruyarak
çekilmeyeceğiz kenara / kafeslere / işlerimize yorulsak da
elemimiz, o azgın serüvenimiz savursa çağları hallaç gibi
yine de bir küheylan gibi bulutları süreceğiz

kanayan her coğrafyada bir sıcak el olacak ellerimiz
serin bir su gözyaşımız,
yüreğimiz sıcak bir güneş
yetim sofralarında çoğalacak aşımız
çocukların yüzünde gülümseme olacaktır sözlerimiz
ve bir meşale yarına, doğan güne, yeşeren umutlara
tutuşsa bile yetimlerin acısından ürkek başımız
kaçmak için yer arayacak yarasalar, kara dumanlar, fikir fahişeleri
Hira ‘ya dolan nurdan aldığımız hüzmelerle 
karanlığın hain defterini düreceğiz

Erciyes Dergisi, Sayı 471, Mart 2017