Bu kadife dokunuş
bağlardan ilham alıp
Sinemde konuk eder yediveren
gülleri.
Hasretim göğe çıkar yıldızlar
aşka dalıp
Kehkeşan ’ın rengine gark
eder sümbülleri.
Hep güneşe vurgunum daima
göğsüm serin,
Ateş yutan saçımla örterim
vadileri…
Hayalim dağlar aşar
hükmü kalmaz kederin,
Sancım kenti vururken
us bir kemik bir deri.
Eşref-i mahlûkatım
bir yandan gönlüm çorak,
Varlığı boşa koyup
ram olmuşum zamana.
Son gemiyim, koşarım
dalgaları yorarak;
Duydum ya özgürlük
var ışığı kollayana!..
Özlemle iz sürdüğüm
ülke yedi kat yüksek,
Hicretin çağrısıymış
meğer gül ve merdiven…
Ey küheylan yüreğim
sanat bu olsa gerek,
Daha neyin peşinde
dövünürsün hala sen!
Hece Taşları, Sayı 39, 15 Mayıs 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder