Gözlerimin
içine bakmanıza gerek yok. Garip garip süzmenize gerek yok beni. Deli diyebilmek
için bahane bulma zahmetine katlanmayın lütfen. Söyleyin... söyleyin
gitsin.
Kiminiz belki bana acıyacaktır. Evimin, arabamın, arsalarımın
olmayışına üzülecektir. Bu yaşta hâlâ zengin olmayışıma inanamayacaktır kiminiz.
Bazılarınız ise, yarınımdan endişe duyacaktır eminim.
Ama ne
yapayım...
Ben hoşlanmayı öğrenmedim paradan puldan, maldan mülkten. Bunları
toplamasını öğrenmedim.
Su seslerini dinlemek isterim hep oldum olası.
Kuşları sevmeyi isterim hep nedense...
Ve okumayı. Saatlerce, günlerce,
aylarca, yıllarca... Hani, sorumluğunu yüklendiğim insanlar olmasa belki ömür
boyu okurdum diyorum. Bir dilim ekmek, bir bardak su bulduktan sonra...
Saf
zannetmeyin beni.
Ben de biliyorum az çok parasız olmayacağını. Elektronik
çağını, atom çağını, uzay çağını ve nihayet bilgi çağını ben de
tanıyorum.
Hiroşima `da yüz binlerin katledildiği atom çağını iyi bilirim
kitaplardan, filmlerden, sizlerden. Kimi fikirlerin varlığına bile tahammül
edilemeyen uzay çağını da tanırım sonra. Televizyonlarla uyutulan, gazetelerle
aldatılan, haberlerden habersiz insanların yaşadığı bilgi çağını tanıyacak kadar
da çağdaşım aynı zamanda.
Yine de...
Böyle süper çağlarda parası olmayan
adam olur mu diyeceksiniz, biliyorum. Hele hele diploması olup da parası olmayan
adam olur mu? Geleceğe nasıl bakılacak ki para olmadan diyeceksiniz.
Kuş
seslerini dinlemek bana haz veriyor işte yine de. İsterseniz romantizmin çağdışı
kalmış son hayalcisi diyebilirsiniz bana. Ama deli demek için bahane aramayın
lütfen.
Yarına parasız da bakılacağına inanmışım.
Kiminiz diploması var
diyeceksiniz, biliyorum. Diploması var, parası yok zavallının...
Diplomayla
paranın birbirinden bağımsız olduğuna inanmak istemişimdir hep. Daha doğrusu,
diplomayla paranın birbirinden bağımsız olması gerektiğine inanmışım.
Ya da
adam olmak istemiyorum sizin gibi. İnsan olmak yeterli görünüyor bana. Ve
okumak... Okuyarak yakın bir zamanda gideceğim ebedî âleme hazırlanmak yeterli
görünüyor.
Belki adam olmakla ölümden kurtulanamayacağını bildiğim için
böyleyim. Belki sevdiğim için.
İşin ucunda ölüm var sonuçta diye düşünmeden
edemiyorum. Ve ötesi...Parası olan da ölecek, olmayan da. Üstelik çok yakın bir
zamanda ölecek herkes. Bu süre, ister yarına kadar olsun, ister yüz yıl
sonrasına. Yüz yıl dediğiniz ne ki?...
Paranın, ölümü erteleme gücü de yok
sonra. Bu böyledir işte dünya yaratıldığından beri. Ne insanlar mezarlarına para
götürebilecek, ne de şu kadar parası vardı diye yazacak mezar
taşlarında.
Adam olmak istemiyorum belki sizin gibi. Milyonlarca lira içinde
birkaç lirayı muhtaca vereceğim diye ter dökmek istemiyorum. Cebimdeki üç beş
liranın yarısını vermek daha kolay geliyor. Fazla paranızdan kurtulmanızı size
de tavsiye ederim.
Hayır... Bana kızmayın lütfen. İyilikten anlamayan biri
gibi görmeyin beni. Yarınımı da benden fazla düşünmeyin.
Paranın
gerekliliğini ben de biliyorum. Fakat niye yalan söyleyeyim, sizin kadar zaman
bulamıyorum parayı, diplomayı, evi, arabayı, arsayı düşünmek için. Bosna `da,
Keşmir `de, Filistin `de, Azerbaycan `da, Çeçenistan `da, Türkiye `de ölenleri
düşünmekten vakit bulamıyorum bir türlü...
Hem sonra boş ver diyorum kendi
kendime.
Ölüm yarından daha gerçek. Ve ölüme hazır olmak, yarına hazır
olmaktan daha çok işe yarar. Ne de olsa, yakın bir zamanda öleceğim. Sizin
gibi...